Bu asırda hükümdarlara ve diğer devlet büyüklerine kasideler takdim eden ve bu devlet büyüklerinden alaka , saygı ve himaye gören divan şairlerinin sayısı oldukça yüksektir.Asrın hükümdarları,saraylarını ve saray çevrelerini birer akademik muhit haline koyduklarından devrin divan şairleri de bu çevrede toplanıyor, orada şöhret kazanıp orada yükseliyorlardı.
Din dışı şiir büyük gelişme gösterdiğinden aşk ve şarap şiirleri yani gazeller geniş rağbet görüyor ; gittikçe daha ustalıklı, daha güzel sesli eserler halinde söyleniyordu.
15. asrın başında Timur istilasıyla keyfi kaçan Osmanlı cemiyeti, Çelebi Sultan Mehmed'in , devleti yeniden kurması ve Sultan İkinci Murad'ın bu devlete büyüme ve yükselme imkanları hazırlaması ile kendine gelmiş, bir huzur ve emniyet havası gelmiş, ve bu hava onun şiirine de tesir ederek bu şiire bir yaşama sevinci getirmiştir. Özellikle İstanbul fethi Osmanlı Türkçesi edebiyatında bu yaşama sevincini en yüksek seviyeye ulaştırmıştır.
Divan şiirinin genel özellikleri şöyledir :
1.Nazım birimi beyittir. Beyit, kendi içinde anlam bütünlüğü taşır. Beyitlerle kurulan nazım biçimlerinde beyitleri birbirine bağlayan ölçü ve uyak birliğidir.
2.Ölçü, İranlıların Araplardan alarak yeniden düzenledikleri aruz ölçüsüdür.
3.Divan edebiyatında genellikle tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
4.Divan edebiyatında Arap ve Fars edebiyatlarından alınan nazım biçimleri kullanılır: gazel, kaside, mesnevi, musammat, rubai....
5.Divan Edebiyatının kaynakları din, tasavvuf, Kuran, hadis,peygamber hikayeleri, evliya menkıbeleri , İran ve İslam mitolojisi, XIII. yüzyılından sonra yerli yaşam, günlük olaylar... olmuştur. Bu nedenler ile şiirlerde aşk, şarap , din ve ahlak ile ilgili soyut kavramlar işlenmiştir. Şiirlerin kişi ve toplum yaşayışı ile ilgili gerçeklere , doğaya ilgileri azdır. Stilize edilmiş bir doğa anlayışı ile dağa öğeleri nakış, motif gibi kullanılmıştır.
Divan şiirinde aşk ön plandadır. Aşk anlayışı çağın mutlak hükümdarlık sistemine ve tasavvuf düşüncesine dayanır. Sevgili , mutlak iktidar sahibi ,zalim , vefasız; aşık ise bahtsızdır. Şairler için anlatılmak istenen platonik aşktır.
6.Divan şiirinden kaderci bir dünya görüşü egemendir. Şairler, dünyanın geçici olduğundan, feleğin cerrinden , zamanın kötülüğünden yakınırlar.
7.Divan şiirinin dili Arapça , Farsça sözcük ve tamlamalarla dolu Osmanlıca denilen yazı dilidir.
8.Söyleyiş özentilidir Ustalık, benzetmeler yapmak mecazlı, sanatlı değişler yaratmak, kalıplaşmış anlamlı sözcükleri yeniden kullanmaktır. Bu nedenle şair, özden çok söyleme biçime önem verir. Divan şiirinde nazirecilik yaygındır.
9.Şiirler, konularına göre değişik biçimle adlandırılır. Ölüm teması işleyen ‘ MERSİYE’, Peygamberlerin erdemlerini anlatan şiirlere ‘NAAT’, Tanrıya yakarışı işleyen şiirlere ‘MÜNACAAT’ , Tanrının birliğini anlatan şiirlere ‘TEVHİD’ , şairin kendini övdüğü şiirlere ‘FAHRİYE’ , şairin toplumsal çarpıklıkları dile getirdiği yergilere de ‘HİCİV’ denir.
10.Nazım biçimleri genelde Arap ve İran şiirlerinden alınmıştır. Divan Edebiyatı nazım biçimleri iki ana bölümde işlenir.
0 yorum :
Yorum Gönder